30 Haziran 2016 Perşembe

| Yurt dışına gideceklere tavsiyeler 3

Eyfel Kulesi


Fotoğraf Haberleri: Fotoğraf Haberleri

Kızım çok iyi bir planlamayla bana Paris'i gezdirdi. Şansımıza ya hiç yağmura yakalanmadık ya da çok az ıslandık. Şimdi Fransa ve Paris'in simgelerinden Eyfel Kulesi'ne gitme zamanı. Eyfel Kulesi'ne gidebilmek için → Bir-Hakeim metro istasyonuna giden tren hattına bineceksiniz. Ya da → Passy istasyonunu tercih edeceksiniz..




Harita: Google - France; Paris; Eyfel Kulesi; Passy Metro Station; Bir-Hakeim Metro Station

İstasyonda inince kısa bir yürüyüşle kuleye ulaşıyorsunuz. Biz de önce trene sonra metroya bindik ve 2 aktarma sonrası meşhur kuleye ulaştık. Hava buz. Ama kızım çok sabırlı. Sırf ben rahat fotoğraf çekebileyim diye bir banka oturup dakikalarca bekliyor. Rüzgar yüksek. Bu nedenle kulenin sadece 1. katına çıkışa izin var. Daha üst katlara çıkış yasak. Metalden dev bir yapı. 300 metre yüksekliğinde. Normal şartlarrda ziyaretçiler 57 metre, 115 metre ve 276 metre yükseklikteki seyir teraslarına çıkabiliyor. 1887 yılında inşaa edilmiş. Yılda 6 milyon turist çekiyor. Eyfel Kulesi kış aylarında saat 09:30-23:00, yaz aylarında da 09:00 - 00:00 saatleri arasında ziyarete açık. Kuleye çıkış parayla. Gişelerin önünde uzun kuyruklar var. Ama internetten de → bilet alabiliyorsunuz. 2016 Şubat fiyatı; yetişkin 17 Euro. Çocuk 8 Euro. Müthiş bir gelir. Aklıma İstanbul geliyor. Galata Kulesi, Beyazıt Kulesi...



Fotoğraf: Yalçın Çakır - Eyfel Kulesi - Paris - Fransa - Şubat 2016

Paris'e kuş bakışı

Eyfel Kulesi gezimizi tamamladık. Mükemmel rehberim, "Baba sana bir sürprizim var... Gel benimle" diyor ve peşine takılıyorum. Bu kez havadan giden metro hattına biniyoruz. Ve sonunda beni Paris'in en yüksek noktalarından birisine götürüyor. Yani → Rue du Chevalier de la Barre bölgesi.



Metrodan çıkınca başlıyoruz baba, kız tırmanmaya. Aslında teleferik varmış ama dönüş yolunda fark ediyoruz. Merdiven, merdiven, merdiven. Sonunda zirveye ulaşıyoruz. Çok güzel bir yer. Hafif köy havasında. Düşünürlerin, felsefecilerin yaşadığı bir tarih. Tam zirvede de → Sacré-Cœur Bazilikası (Basilique du Sacré-Cœur) var. Bazilikaya çıkmadan Mont Cenis sokağında (Rue du Mont Cenis) Gericot Dominique adlı şık bir restoranda yemek yedik ve dinlendik. Paris'e gideceklere önerimdir. Mutlaka gidin ve görün. Kuş bakışı kenti izleyin, fotoğraf çekin. Eyfel Kulesi'ne de hakim manzaranın keyfini çıkartın.



Fotoğraf: Yalçın Çakır - France; Paris; Sacré-Cœur Bazilika; Şubat 2016

Şanzelize ve Eurostar Tv

Çektiğim fotoğrafları otele dönünce sosyal medyada paylaşıyorum. → Holiday Inn Paris - Gare De L'est Oteli'nin kablosuz internet bağlantısı (Wi-Fi) mükemmel. Flash TV'nin web sitesini de bu sayede hergece hızla güncelleyebiliyorum. Twitter → @yalcincakir hesabımdan bir mesaj geldi. Euro Star TV'den → Murat Çakar adlı yapımcı Bonjour adlı programında benimle röportaj yapmak istiyormuş. Şanzelize'de (Avenue des Champs-Élysées) buluştuk. Sıcak kanlı, çalışkan, işine hakim bir yapımcı Murat Çakar. 15 yıldan fazla zamandır Fransa'da kalıyor. Önce röportaj yaptık. Ardından Şanzelize turu attık. Onlar beni videoya çekerken ben de onları fotoğrafladım. Bu röportaj 25.02.2016 tarihine Eurostar TV'de yayınlandı. İzlemek isteyenler için → Youtube. Röportajın videosunun montajlanmamış halini de bana gönderdi sevgili Murat kardeşim. O videoya da → Youtube kanalımdan ulaşablirsiniz.



Fotoğraf: Yalçın Çakır - France; Paris; Avenue des Champs-Élysées; Murat Çakar; Eurostar TV; Bonjour Programı

Alışveriş ve Paris

Paris hem gezmek, görmek, öğrenmek hem de alışveriş için hertürlü olanağın bulunduğu bir şehir. Dünyanın en ünlü markalarını, en pahalı markalarını, Paris'in kendine özel markalarını bulabilirsiniz. 10 Euro'ya da etiket var, 15.000 Euro'da... Artık karar size kalmış. Ancak benim dikkatimi çeken body, cilt bakımı, gözlük ve parfüm satan mağazalar tııklım tıklım. Japon turistlerin çokluğu ve mağazalarda Japonca bilen elemanlar da dikkatimi çekti. Alışveriş yaparsanız unutmayın havaalanında ülkeden ayrılmadan önce ödediğiniz vergileri geri alıyorsunuz. Alışveriş merkezleri 11:00'de açılıyor ve akşam 20:00'de kapanıyor.



Fotoğraf: Yalçın Çakır - France; Paris; Şubat 2016

Tarih kokan mekanlar...

Anlattıklarım, anlatmadıklarımın yüzde 10'u kadardır. Vaktiniz varsa müzeleri mutlaka gezin. Kiliseleri görün. → Cathédrale Notre Dame de Paris'i mutlaka gezin. O bölgeye gittiğinizde metro çıkışındaki hayvan pazarını da gezebilirsiniz.



Fotoğraf; Yalçın Çakır - France; Paris; Cathédrale Notre Dame de Paris; Şubat 2016

Cathédrale Notre Dame de Paris içinde fotoğraf çekmek serbest ama flash kullanımına izin verilmiyor. İçeride bir de hediyelik ya da anılık satılan bölüm var ve fiyatları da uygun. Bu bölge Sen Nehri üzerinde bir → adada yer alıyor. Her tarafı tarih, her tarafı kültür. Mutlaka tam bir günü Cathédrale Notre Dame de Paris ve çevresindeki müzelere ayırın. Çünkü her bir görülesi yerin önünde uzun kuyruklar var.



Fotoğraf; Yalçın Çakır - France; Cathédrale Notre Dame de Paris; Şubat 2016

Ve dönüş...

Sayılı gün çabuk geçermiş. Aynen de öyle oldu. Otelden havalimanına taksi ile gidecektik. Ortalama 45-50 Euro tutuyormuş. Ancak otel görevlileri eğer istersek 12 Euro karşılığı servis bulunduğunu söyledi. "Tamam" dedik ve bindik minübüse.

Kızım ve benden başka da yolcu yok. Yolda sürücüyle sohbet ediyoruz. Hindistan kökenli. Patronu da Türk. Yaklaşık 20 dakikalık yolculukla indiğimiz havaalanına geri dönüyoruz. Kızım önceden tüm işlemleri internetten yaptığı için valizleri teslim edip VIP salonuna geçiyoruz. VIP salonunda açık büfe, bol çeşitli kahvaltı var. İsteyen gidip alıyor.



Fotoğraf: Yalçın Çakır - Fransa, Paris, Charles De Gaulle Havaalanı; Şubat 2016

THY (Türk Hava Yolları) 11 Şubat 2016 Paris-İstanbul uçağının personeline teşekkür ederim. Özellikle de ahçımıza. Mükemmel hizmet ve sürekli güler yüzle İstanbul Atatürk Havalimanı'na tam zamanında ve hiç sorunsuz iniyoruz.

VIP yolcu olduğumuz için pasaport kontrolde ve valiz standında çok beklemeyeceğimizi umuyoruz. Ama öyle değil. Pasaport kontrol bölümünde VİP kısmının girişine bir masa koymuşlar. Bir görevli oturuyor, Ama oturuyor işte; gelen geçiyor. Uçakta VIP bölümünde olmayan yolcular dalıyor araya. Çaresiz bekliyoruz sıramızı, efendi efendi... Hoşgeldik, Türkiye'ye...



Ve İstanbul'un tam da trafik saatinde kent merkezine doğru ilerlerken Paris benim için bir kez daha mutlaka gidilmesi gereken bir rüya şehir olarak anılarımdaki yerini alıyor.

Yazarın web sitesi: TIKLA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder